Döviz kuru ve maliyet baskıları sektörde ciddi sıkıntılara yol açarken, önde gelen markalar ve üreticiler toparlanma için önlemler bekliyor. Peki Türk tekstil ve hazır giyim sektörü neden kriz yaşıyor? Döviz kuru ve maliyet baskıları ihracatı nasıl etkiliyor? Konkordato ve iflaslar sektörün lokomotiflerini ne ölçüde tehdit ediyor?

Türk ekonomisine yüksek katma değer ve istihdam sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörü, 2022 sonu itibarıyla derinleşen bir krizle boğuşuyor. 2020-21 döneminde pandemi ve tedarik sorunlarının yarattığı dalgalanmaların ardından ağır bir daralma yaşayan sektör, özellikle döviz kurunun yapay şekilde düşük tutulduğu ve yüksek faiz politikasının uygulandığı dönemde büyük yara aldı.

TL'nin aşırı değerli olması, ihraç ürünlerini küresel pazarlarda pahalı hale getirirken, artan işçilik ve enerji maliyetleri de iç üretim maliyetini yükselterek rekabet gücünü zayıflattı. Bu ikiz şokun etkisiyle Türkiye'nin hazır giyim ihracatı 2022'de 21 milyar doları aşan seviyeden 2025'e gelindiğinde 17 milyar dolara geriledi.

İstanbul Hazır Giyim İhracatçıları Birliği (İHKİB) verileri durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. 2024'ün ilk çeyreğinde hazır giyim ihracatı 4,540 milyar dolar ile 2023'ün aynı dönemine göre yüzde 12,5 düştü. 2024 Ocak-Eylül dönemi hazır giyim ihracatı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 azalarak 13,6 milyar dolar oldu. Veriler sektörün son iki yılda yılda milyarlarca dolarlık ihracat kaybı yaşadığını açıkça ortaya koyuyor.

'SİPARİŞLER ÇİN VE BANGLADEŞ'E KAYDI'

İhracattaki sert düşüşün arkasında TL'nin yüksek değeri ve maliyet baskısı önemli rol oynuyor. Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Başkanı Gürkan Tekin, "Yüksek maliyetler ve rekabetçi olmayan döviz kurunun rekabet gücümüzü zayıflattığını" belirtiyor. Tekin'e göre bu durum Avrupa pazarında Türkiye'den yapılan alımları yüzde 30 oranında daha pahalı hale getirdi ve birçok Avrupalı alıcı siparişlerini Çin, Bangladeş gibi daha ucuz üreticilere kaydırdı.

TOBB Hazır Giyim Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat da hükümetin ekonomideki ani politika değişiklikleri nedeniyle son üç yılda ihracat kaybının yaklaşık 5 milyar dolara ulaştığını ve 320 bin kişilik bir istihdam azalışı gerçekleştiğini vurguladı.

AYDA 50 FİRMA KONKORDATO İLAN EDİYOR

Sektörde yaşanan finansal çöküşün en somut göstergelerinden biri, konkordato ilanlarındaki patlama ve toplu iflaslardır. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz'e göre 2025'in ilk yarısında yaklaşık 300'e yakın tekstil ve hazır giyim firması konkordato ilan etti. Bu, aylık ortalama 50 firma seviyesine denk geliyor ve sayının her geçen gün arttığı ifade ediliyor.

Öksüz, konkordatonun sadece borçlu firmayı değil tedarik zincirindeki tüm şirketleri tehdit ettiğini belirtiyor:

Ana firma kurtarılmaya çalışılırken yan sanayi ve tedarikçiler de alacaklarını tahsil edemeyerek iflas riskiyle karşılaşıyor.

ÜÇ AYDA 2 BİN 147 ŞİRKET ÜRETİMİ DURDURDU

SGK verilerine göre sektör kökünden bir küçülme yaşıyor. 2024 Aralık'ta toplam 58 bin 615 firma varken, Mart 2025'te bu sayı 56 bin 954'e geriledi. Böylece sadece üç ayda 2 bin 147 şirket üretimi durdurdu. Bu kapanmalar sonucu ortaya çıkan istihdam kaybı da büyük boyutta. 2025'in ilk üç ayında sektörde yaklaşık 79 bin 600 kişi işini kaybetti.

Konkordato ve iflas dalgası her ölçekte firmayı vuruyor. Dünyaca ünlü marka portföyüne fason üretim yapan 3F Tekstil (Mango, Zara, Bershka, LC Waikiki) 2024 yılında konkordato sürecine girmiş, ancak mali bünyesi toparlanamayınca 2025'te iflas etti. Buna benzer şekilde Boyner ve DeFacto gibi büyük perakende zincirlerine üretim yapan İstanbul merkezli Settriko da konkordato koruması talep etti. Kapanan diğer önemli üreticiler arasında Kırklareli merkezli Fabrilla Tekstil ve Konya merkezli Bozdamlar Tekstil gibi köklü firmalar bulunuyor.

SEKTÖRÜN LOKOMOTİFLERİ TEHLİKEDE

Türk tekstil sektörünün lokomotiflerini oluşturan önemli markalar arasında LC Waikiki, Koton, Defacto, Mavi, Boyner, Adil Işık, Kiğılı gibi hazır giyim perakendecileri; Vakko, Sarar, Damat&Tween, D'S Damat, Altınyıldız Classics, Ipekyol, Machka gibi kendi markalı moda firmaları yer alıyor.

Üreticiler cephesinde ise Yeşim Tekstil, Sanko, Zorlu Holding (Pierre Cardin, Damat, Zeki Triko), Orta Anadolu, Reysaş, Aksa, Huzur Tekstil gibi yurtiçi üreticiler; Uğur Balkuv, Settriko, Fabrilla, Bozdamlar gibi fason imalatçılar öne çıkıyor. Kumaş ve iplik üreticileri arasında ise İpeksu, Yeni İpek, Bossa, Yünsa, Batıçim, Merinos bulunuyor.

Bu markaların çoğu Türkiye'nin tekstil ihracatına önemli katkı sağlıyor. LC Waikiki dünyanın en büyük hazır giyim zincirlerinden biriyken Kiğılı köklü bir Türk giyim markası, Mavi ise global pazarda tanınmış bir denim markası. Bu şirketlerin her biri krizden etkilendi; bazıları konkordatoya başvururken bazıları iflas etti.

'FAİZLER YÜZDE 70'İ GÖRÜNCE DAYANAMADIK'

Sektörün önde gelen temsilcileri durumu açıkça dile getiriyor. TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, "Faizlerin yüzde 70'leri görmesiyle iş dünyasının dayanamayacağı bir durum oluştu; firmalar borcu ödeyemez hale geldi" diyerek yaşanan krizi özetledi. Fayat'a göre TL'nin kısa sürede yüksek değere çekilmesiyle sektör bir anda "duvara çarptı", cirolar 22 milyar dolardan 17 milyar dolara düştü ve 320 bin kişi işini kaybetti.

İHKİB Başkanı Ahmet Öksüz, konkordatoların zincirleme etki yarattığını, tedarikçiler ve yan sanayide de domino etkisiyle iflasların kaçınılmaz hale geldiğini belirtti.

'DEVLET BİZİ GÖZDEN ÇIKARDI'

Türkiye'nin büyük giyim markalarından Kiğılı'nın sahibi Abdullah Kiğılı, Artaş Holding'in "Perakendede 30 Yıl" etkinliğinde kritik uyarılarda bulundu "Devlet hazır giyim ve tekstili gözden çıkardı. 6 ay sonra üretim duruyor. Anadolu'da fabrikalar kapanıyor, üretim Mısır'a kayıyor, bizi büyük bir felaket bekliyor" diyen Kiğılı ayrıca AVM perakendeciliğinin durgunluğunun sektöre yansımasının önlenmesi gerektiğini belirtti. LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük de enflasyon ve faiz baskısının sürdüğünü, şirketlerin bu ortamda maliyetlerini yönetmek zorunda olduğunu ifade etti.

PAKET ÖNLEM GELMEZSE YILLAR ALIR

Tüm bu göstergeler ve açıklamalar, Türkiye tekstil sektörünün 2022-2025 döneminde ciddi bir kriz yaşadığını ortaya koyuyor. Döviz kuru kaynaklı rekabet dezavantajı, enerji ve işgücü maliyetlerindeki sert artış, iç talepteki yavaşlama ve küresel rekabet koşullarının eşzamanlı etkisi ile sektör kan kaybediyor.

İhracat düşüşü, konkordato ve iflas sayılarındaki artış ve önde gelen şirketlerin sıkıntıları, bu kriz tablosunun somut kanıtları. Önümüzdeki dönem için paket önlemler alınmazsa, sektörün toparlanmasının yıllar alabileceği belirtiliyor.

Kahramanmaraş Ticaret Mahkemelerinden Konkordato Kararları! Bir Uzatma, bir ret!
Kahramanmaraş Ticaret Mahkemelerinden Konkordato Kararları! Bir Uzatma, bir ret!
İçeriği Görüntüle