Canel, anmada “İyi tarikat-kötü tarikat yok, hepsini kapatacağız. Aydınlık ve laik bir Türkiye’de tarikatlara ve imam hatiplere yer yok” ifadelerini kullanmıştı.
Etkinlikten iki ay sonra polis tarafından aranarak ifadeye çağrılan Canel'e “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlaması yöneltildi.
soL’a konuşan Canel, hakkında açılan soruşturmayı şu sözlerle değerlendirdi:
“Laikliğin varlığının dahi tartışıldığı bir ülkede böylesi bir soruşturma şaşırtıcı değil. Anayasal düşünce ve ifade özgürlüğümü kullandım. Burada bir inancı ya da toplumsal kesimi hedef almak yok, siyasi bir tartışma var. İmam hatipler ve tarikatlar bu ülkenin geleceği açısından tartışılmak zorunda.”
Canel’in avukatı Özgür Çıkın da soruşturmanın siyasi niteliğine dikkat çekti:
“Konuşmanın bütününde laiklik ve aydınlanma mücadelesinin önemi vurgulanıyor. Fezlekede özellikle ‘tarikatları ve imam hatipleri kapatacağız’ cümlesi koyu harflerle işlenmiş. Oysa tarikatların varlığı zaten anayasaya ve devrim yasalarına aykırı. İmam hatiplerin kapatılması da pek çok siyasi partinin seçim vaadi haline gelmiş durumda. Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi bakımından ise ortada ne bir sosyal sınıf ayrımı var ne de kamu güvenliği açısından açık bir tehlike. Bu soruşturma hukuki değil, siyasi bir baskı aracıdır.”