Bursalı, son dönemde özellikle Instagram üzerinden açılan sözde haber ve gazetecilik hesaplarının, basın meslek etiğini ayaklar altına aldığını savundu.
“Instagram Hesabı Aç, Kuruma Baskı Yap, Para Kazan!”
Serdar Bursalı’nın ifadelerine göre, Kahramanmaraş’ta bazı kişiler “gazeteciyim” ya da “araştırmacı yazarım” etiketiyle herhangi bir basın geçmişi olmadan sosyal medya üzerinden baskı ve şantaja varan yöntemlerle kamu kurumları üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışıyor. Açılan hesaplarla kamu yöneticilerine ve özel sektör temsilcilerine doğrudan hedef alan içerikler paylaşıldığını belirten Bursalı, bu yöntemlerle haksız menfaat sağlandığını iddia etti.
“Belediye başkanları, milletvekilleri adımızı öğrensin, kamu kurumlarında ayrıcalık elde edelim hayaliyle dolaşıyorlar. Sosyal medya gücünü tehdit aracı olarak kullanıyorlar,” diyen Bursalı, bu kişilerin çeşitli işletmelere ya da kamu görevlilerine yönelik, ‘ya haberini yaparım ya seni bitiririm’ gibi yaklaşımlar sergilediğini dile getirdi.
“Bu Terör Taktikleri FETÖ ve PKK’yı Hatırlatıyor”
Gazeteci Bursalı, paylaşımında bu dijital şantaj düzenini şu ifadelerle yorumladı:
“Bu yapılanlar düpedüz medya terörüdür. Yolunu açmayan, iş teklif etmeyen herkese sosyal medyada saldırıyorlar. Bu, PKK’nın ve FETÖ’nün yıllarca uyguladığı psikolojik baskı ve korku düzeninin yerel versiyonu. Sosyal medya gücünü tehdit olarak kullananlara artık dur denilmeli.”
“İçişleri Bakanlığı Müdahale Etmeli”
Söz konusu grupların yerel yönetimler ve bazı STK yöneticileriyle bağlantılı olarak hareket ettiklerini iddia eden Bursalı, kamu kurumlarının sosyal medya üzerinden yapılan bu baskılara sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
“Bir Instagram sayfası açıp memleketteki kamu kurumlarına yön vermeye çalışıyorlar. Paylaşımlar karşılığında maddi beklentiye giriyorlar. Kurumlara meydan okuyorlar. Bu insanlar kimden güç alıyor? İçişleri Bakanlığı bu konuda acil adım atmalı,” diyerek devletin ilgili kurumlarına çağrıda bulundu.
“Gerçek Gazetecilik Gölgede Kalıyor”
Bursalı, yıllardır gazetecilik yapan isimlerin emeğinin hiçe sayıldığını ifade ederek, “Biz haber peşinde koştuk, kamu adına denetim görevimizi yerine getirdik. Şimdi ise üç takipçili hesaplar basın ahlakını yerle bir ediyor. Basın İlan Kurumu gibi kurumlarla çalışan basın mensupları niçin mağdur ediliyor?” sorusunu yöneltti.
“Basın Etik Kuralları Yeniden Gözden Geçirilmeli”
Bu tür hesapların yarattığı etik dışı ortamın, hem kamu güvenini hem de basın camiasının saygınlığını zedelediğini vurgulayan gazeteci, yetkili kurumların sosyal medyada gazetecilik adı altında yürütülen bu düzensiz yapıya karşı harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
