Atalay Bey kim mi?
Bilal Atalay Selamet, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı
Halkımız direk tanımaz, çünkü o perde önünde değil perde arkasında çalışır.
Onu, basın mensupları, sosyal medyacılar ve bu konularla olan ilgililer bilir.
Bu adam Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel’in en yakın çalışma arkadaşlarından biridir.
Kendi reklamını yapmıyor, kendi kredisini, kendi işini, bizzat ailesinden zaman çalarak bu şehir için, bu şehir insanı için, Büyükşehir Belediyesinin kurumsal kimliğini üst seviyede tutmak için canla başla çalışıyor.
Belediye Basın yetkilileri gazetecilerin yakın çalışma arkadaşlarıdır. Ne yaptıkları, nasıl çalıştıkları, fikirleri hepsinin perde arkasına kadar bizde mevcuttur.
Kahramanmaraşlı olmadığı üzerinden vurmaya çalıştıkları bu arkadaş Sakaryalı....
Depremin ilk günü akşamında, kalacak yeri olmayan hem de engelli çocuğu olan bir aileye kendi evinden getirdiği kamp çadırını, uyku tulumunu gözümün önünde veren bir adam...
Depremin tüm sürecinde kendini bu şehir için gecesini gündüzüne katan yine bu adam
Bu günlerde görevi olmamasına rağmen Kaski’nin Su İletim Merkezinden ayrılmayan, anlık çalışmaları yerinde takip eden yine bu adam…
Biz çalışan insanların morallerini bozarak bir yere gidemeyiz.
Az önce önceki Dönem Tarım Bakanımız Prof. Dr. Vahit Kirişçi; ne kadar güzel söylemiş; “ellerimize aldığımız çekiçle birbirimize değil demiri dövelim ve şekil verelim”
Maalesef hukuki yönden, hak yönünden alamadıklarımızı şovlarla, belaltılarla almaya çalışıyoruz.
Bir adam haksızlık yapıyorsa bunun yeri devletin Adalet mekanizmaları, Adalet saraylarıdır. Gidersen şikayet edersin, gidersin CİMER’e şikayet edersin.
Oradan sonuç alamayacağını bile bile de bu tür seviyesizliğe girişmek insanlığa sığmaz bence
Sosyal medyadan ona buna iki sallayarak gündem oluşturmaya çalışan boş lakırdılar bunu asla bilemezler.
Sosyal medyada güçlü olduğunu zanneden bu şahsiyetler, paylaşımlarından bir şey anlamayınca fiiliyata geçiyor ellerine pankart alıp belediyenin önünde itibar suikastlığı yapıyorlar.
Pankartı açan kişinin İstanbul’da muhasebeci olduğunu, sosyal medyayı da hobi olarak kullandığını öğrendim. Kimdir, kimin nesidir tam bilmiyorum.
Fakat İstanbul’da muhasebecilik yapan bir adam, gelip de Belediyenin önünde neden böyle bir pankart açmaya yeltenir, altındaki neden nedir tahmin bile etmek istemiyorum.
Ben, Kahramanmaraş emniyetinin bunu neden görmediğini, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet suçu işleyen bu zata neden hukuki süreç başlatmadığını da anlamıyorum.
Özellikle şehrimizde bu işler o kadar üst boyutlara ulaştı ki at izi ile it izi bir birine karışmış durumda. Buna da kimse bir şey yapamıyor.
Açtıkları sosyal medyada, 100 TL’ye aldıkları mikrofon kılıfları ile önüne gelene sallıyorlar, saldırıyorlar, hemşerilerimiz pirim vermeyince de farklı yollara başvuruyorlar.
Bu adamlar yazdıkları kişiyi hem suçlu ilan ediyorlar, hem hükmünü veriyorlar, hem de cezasını kesiyorlar.
Bu böyle gitmemeli…
Son olarak;
Bir tane şantajcılığı üst seviyeye çıkmış, hırsızlıktan sabıkalı, beytülmal’a göz diken başka bir ucubenin nasıl bir kuyruk acısı olduğunu biliyoruz da bu pankartçının amacının ne olduğunu bilemiyorum.
Şuan istinafta hırsızlıktan aldığı cezanın onanmasını bekleyen şantajcı ucubenin hakkında da şantajdan tehdide onlarca dosya var ve hala yapmaya devam ediyorlar.
Bunu yargı ve kolluk kuvvetleri ne zaman suçüstü yapacak bekliyoruz.