"Geleceği Ayağa Kaldırmak: Deprem Bölgesinde Sosyal Dönüşüm İçin İnsan Odaklı Bir Atılım" başlıklı rapor, sahadaki gözlemler ve verilerle desteklenerek dikkat çekici sonuçlar ortaya koyuyor.
Rapora göre, depremlerden en çok etkilenen 11 ilde kadın istihdamının toplam içindeki payı, 2024 sonunda yüzde 25'e geriledi. Bu düşüş, deprem öncesine kıyasla 1,4 puanlık bir azalmayı işaret ederken, Türkiye geneline göre ise 9,3 puanlık önemli bir fark yaratıyor. Bu durum, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten yatırımların ve politikaların bölgede ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Kırılgan Gruplar ve İstihdamın Önemi
TSKB'nin analizleri, derinleşen ekosistem krizi, artan jeopolitik gerilimler ve teknolojik dönüşümün getirdiği belirsizlik ortamında, sosyal dönüşümün sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmez bir unsur olduğunu vurguluyor. Özellikle kadın, genç ve engelli bireylerin istihdama katılımının, sosyal sermayeyi güçlendirerek afet bölgelerinde kalıcı ve kapsayıcı bir toparlanma sağlayacağı belirtiliyor.
Raporda, sosyal politikaların kültürel normları dönüştürecek şekilde tasarlanması ve uluslararası kalkınma finansmanının kırılgan grupları merkeze alacak biçimde yönlendirilmesinin stratejik bir öneme sahip olduğu ifade ediliyor.
Nitelikli İş Gücü ve Yeni Yatırımlar
Bölgede nitelikli iş gücüne olan ihtiyacın arttığına dikkat çekilen raporda, teknik ve dijital becerilere odaklı eğitim programlarının kırılgan grupların istihdama katılımı için hayati bir rol oynayacağı vurgulanıyor. Ayrıca, savunma ve sivil havacılık gibi sektörlerde yapılacak yeni yatırımların, özellikle gençlerin bölgede kalmasını teşvik ederek sosyal ağların yeniden inşasına katkı sağlayabileceği belirtiliyor.
TSKB'nin bu raporu, deprem bölgesindeki toparlanma sürecinde ekonomik verilerin yanı sıra sosyal dönüşümün de ne denli kritik olduğunu ortaya koyarak, politika yapıcılar ve ilgili kuruluşlar için önemli bir yol haritası sunuyor.