İktidar milletvekillerinin hazır bulunduğu bir oturumda konuşan Karatutlu, “Sayın Bakanlar, Maraş’ta sahaya çıkmadan, sadece şov yaparak bu iş çözülmez. Pankartlarla kurulan mizansenler yerine halkın gerçeklerine kulak verin” dedi.
Deprem sonrası koordinasyon değil, kaos vardı
Dr. Karatutlu, depremin ardından geçen iki yılda, devlet kurumları arasında koordinasyonun sağlanamadığını ifade ederek, “AFAD başka bir yöne, Çevre ve Şehircilik başka bir yöne, belediyeler başka bir yöne çekti. Oysa afet yönetiminin en temel ilkesi koordinasyondur” dedi.
Bakanlar halktan kopuk, muhalefet dışlanıyor
Konuşmasında, özellikle Çevre Bakanı Murat Kurum’un bölge ziyaretlerinde muhalefet milletvekillerinin sürece dâhil edilmediğini vurgulayan Karatutlu, “İki yıldır valiliğe söylüyorum, bir Bakan geldiğinde ben de katılayım diye. Topu birbirlerine atıyorlar. Muhalefeti dışlamak neye yarar? Dış göz olmadan eksikler nasıl görülecek?” diyerek tepkisini dile getirdi.
Gerçekleri görmek istemeyene tabelalar yetiyor
Maraş ziyaretlerinde bazı muhtarlara ve vatandaşlara belediye eliyle hazırlanan pankartlar dağıtıldığını söyleyen Karatutlu, “Vatandaşa ‘Padişahım çok yaşa!’ dedirttiler ama Bakan bir gün bile kalmadan Maraş’ı terk etti. Eğer yürüdüğü Trabzon Caddesi’nin 50 metre yanına geçseydi, yapılan yeni yapıların dengesizliklerini görebilirdi” dedi.
Kahramanmaraş’ta adaletli dağıtım yok
Dr. Karatutlu, TOKİ projelerinde yapılan çifte standartlara da dikkat çekerek, “Şehrin göbeğindeki bir otel ve bir dondurmacı için özel bina yapılırken, halk kuraya sokuluyor. Bu mu adalet?” diyerek eşitsizlikleri vurguladı.
Kapalı çarşıda güvenlik bile yok
Kapalı Çarşı’daki esnafın güvenlik, ışıklandırma ve temel hizmetlerden yoksun bırakıldığını belirten Karatutlu, “Esnaf tuvalet yok diye şikâyet ediyor. Akşamları ışıklandırma yetersiz, güvenlik yok. Orası Maraş’ın kalbi, alışverişin merkezi!” dedi.
Suyu giden Maraşlı susuzluk çekiyor
Dr. Karatutlu, Maraş’ın su kaynaklarının komşu illere gönderildiğini ifade ederek, “Maraş’ın suyu Helete üzerinden Gaziantep’e, Kartalkaya üzerinden Antep’e, Kılavuzlu üzerinden Hatay’a gönderiliyor. Biz susuzluk çekiyoruz, önce can sonra canan. Suyumuzu geri istiyoruz” sözleriyle dikkat çekti.