Uluslararası raporlar ve resmi yakalama verilerinin, Türkiye’nin uyuşturucu üretimi, geçişi ve dağıtımı açısından kritik bir merkez hâline geldiğini ortaya koyduğunu belirten Öztunç, iktidarın bu tablo karşısında sorumluluğunu yerine getirmediğini savundu.
Öztunç, 2025 yılı itibarıyla Türkiye’de madde bağımlısı sayısının 15 milyona yaklaştığını, uyuşturucu kullanım yaşının ise 12’li yaşlara kadar düştüğünü ifade etti. Çocukların ve gençlerin suç örgütleri tarafından bilinçli ve sistematik biçimde hedef alındığını vurgulayan Öztunç, bu durumun devletin koruyucu rolünün ciddi şekilde zayıfladığını gösterdiğini söyledi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’nın 2025 Türkiye Uyuşturucu Raporu’na da değinen Öztunç, ülkede en çok yakalanan maddenin metamfetamin olduğuna dikkat çekti. 2024 yılında 33,8 tonla bugüne kadarki en yüksek metamfetamin yakalamasının gerçekleştiğini hatırlatan Öztunç, bu rakamın bir önceki yıl 22 ton seviyesinde olduğunu belirtti. Metamfetaminin artık yalnızca İran üzerinden değil, Irak güzergâhından da Türkiye’ye girdiğini ifade eden Öztunç, Meksika kaynaklı uyuşturucuda da Türkiye’nin transit ülke konumuna sürüklendiğini kaydetti.
Uyuşturucu kaynaklı olaylarda esrardan sonra en büyük payın metamfetaminde olduğuna işaret eden Öztunç, 2024’te yakalanan eroin miktarının da bir önceki yıla göre yüzde 31 artarak 4,3 tona çıktığını, ancak bu rakamın 2022’deki seviyenin hâlâ altında kaldığını söyledi. Dünya genelinde yakalanan eroin miktarının yaklaşık 57 ton olduğunu da sözlerine ekledi.
Öztunç, özellikle Türkiye’nin limanlarının uluslararası uyuşturucu ticaretinin ana güzergâhlarından biri hâline geldiğini belirterek, konteynerlerde tonlarca uyuşturucu yakalanmasının artık istisna değil, sıradan bir haber hâline geldiğini vurguladı. Bu durumun, Türkiye’nin güvenli bir ülke olmaktan uzaklaştırılarak uyuşturucu baronlarının faaliyet alanına dönüştürüldüğünün açık göstergesi olduğunu dile getirdi.
Liman güvenliği, gümrük denetimleri ve siyasi iradenin etkili ve şeffaf bir mücadele yürütmediğini savunan Öztunç, uyuşturucu yakalamalarının başarı olarak sunulduğunu ancak sevkiyatların ülkeye nasıl girdiği, kimlerin göz yumduğu ve hangi zaafların bulunduğu sorularının cevapsız bırakıldığını ifade etti.
Uyuşturucu suç örgütlerinin yalnızca ticaretle yetinmediğini, çocukları ve gençleri madde karşılığında bağımlı hâle getirerek satış, taşıma ve teslimat gibi suçlarda kullandığını belirten Öztunç, bunun devletin çocukları koruma yükümlülüğünün açık ihlali olduğunu söyledi. Ayrıca bazı medya içeriklerinde uyuşturucu kullanımının caydırıcılıktan uzak ve zaman zaman meşrulaştırıcı bir dille ele alındığını, bunun da gençler üzerinde özendirici etki yarattığını kaydetti.
Tüm bu gerekçelerle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na başvuran CHP’li Ali Öztunç, Anayasa ve TBMM İçtüzüğü’nün ilgili maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını talep etti. Öztunç, uyuşturucu ticaretinde Türkiye’nin neden merkez ülke hâline geldiğinin, gümrük ve limanlardaki denetim zaaflarının, çocukların suç örgütleri tarafından kullanılmasının ve mevcut uyuşturucu ile mücadele politikalarının neden başarısız olduğunun tüm yönleriyle araştırılması gerektiğini vurguladı.